DİRENÇLE GELİŞİM
ÇALIŞMALARI ( DGÇ ) *
H.harrison
Clarke, A.B.D. - Çeviri: Murat elçin
* The Throws'' adlı kitabından alınmıştır, '' Progressive
Resistanse Exercise '' başlıklı makalenin
tercümesidir ( Editör: Jess
Jarver; Sayfa 9-13 ).
Dirençle gelişim
çalışmalarının amacı, belirli bir kasın yüksek seviyede bir gerilim sağlanarak,
giderek artan dirençlerle
çalıştırılması sonucu kuvvetin arttırılmasından ibarettir. Kas gelişimi,
adaleye
aşırı bir
yükün sistemli olarak uygulanması prensibine dayanır. Aşırı yüklenmede,
antrenmanın ya
şiddeti arttırılır ya da çalışma süresi
uzatılır. Böylece aşırı yüklenmenin bağıl bir terim olduğu
anlaşılabilir;
çok az bir fazla yük,
normal çalışmayı çok düşük seviyelere getirebilirken, büyük
miktarlardaki aşırı yük ise kişinin
o anda yapabileceği maksimum performansa eşittir.
Fiziksel kondisyon artırımında, kasa
uygulanabilen diğer bazı geliştirici dirençlerin de faydalı ol-
duğu bilinmekle birlikte '' dirençle gelişim çalışmaları ( DGÇ ) '' nda
genellikle ağırlık egzersizlerinin bir-
takım şekilleri tercih edilmektedir. Geçmiş yıllarda kas kuvvetinin geliştirilmesi ve kas
dayanıklılığının arttı-
rılması için DGÇ farklı şekilde uygulanmıştır. Kas kuvveti için ağır
yükler ve az sayıda tekrarlar tercih edi-
lirken, bunun tersi olan küçük dirençlerle çok tekrarın uygulanması ise
kas dayanıklılığına faydalı sonuç-
lar getirmiştir.
İlk gelişmeler :
1945 ' te De LORME, fizyoterapi ve
rehabilitasyon için ağır bir direnç çalışmaları sistemi teklif ede-
rek, iskelet kaslarının güç, dayanıklılık, sürat, koordinasyon gibi bazı
özelliklere sahip bulunduğunu ve
ve herhangi bir kas gurubunun istenilen nitelikleri kazanması ve
bunların geliştirilmesi için farklı şekillerde
bir çalışmanın gerekli olduğuna işaret etti. Ağır direnç ve düşük tekrar
sayısından oluşan bir çalışma siste-
mi ortaya atarak, güç ve kas hacminin arttırılabileceği, buna zıt olarak
hafif dirençler ve çok tekrarlı bir
çalışmayla da kas dayanıklılığının geliştirilebileceği ileri sürdü.
'' Tekrar maksimumu ( TM ) '' terimi, De LORME
tarafından önerilmiş olup, zamanımızda yaygın
olarak kullanılmaktadır. Terimin anlamı, verilen bir ağırlığın maksimum
tekrarda kaldırılabildiği sayıdır. ör-
nek olarak '' tekrar maksimumu 10 '' , 10 TM olarak ifade edilir ve
ilgili eklemin belirli bir ağırlıkta olan ha-
reketini sadece 10 defa tekrarlanabildiğini gösterir DE LORME ,
başlangıçta 10' ar tekrarlı 7 ile 10 seti sa-
vundu. Sonraları WATKİNS ile yaptıkları yayınlarda bu tip çalışmaların
çok ağır olduğu ve toplam olarak
20-30 tekrarın daha daha olumlu sonuçlar getirdiği görüşlerine yer
verildi.
DE LORME' un DGÇ sisteminin farklılıklar
arz eden çeşitli şekilleri teklif edilmiştir. Bunlar
arasında muhtemelen en çok bilineni ise İngiltere' de ZINOVİEFF
tarafından ortaya atılan Oxfort tekniğidir.
Kısa bir ısınma sonrası, 10 TM 'na karşılık gelen bir ağırlık 10 defa
kaldırılır. Geriye kalan 10 tekrarlı 9 se-
tin her birinde ağırlıklar azaltılır. Mc CLOY, De LORME sisteminin
yeniden düzenlenmesi gerektiğini
savunarak, 3 setteki kaldıraçların şeklini değiştirdi. Buna göre,
birinci sette10 TM'' na denk bir ağırlık
ve üçüncü sette ise dörtte üçlük 10 TM ağırlığıyla çalışmalıydı.
1959' da bu yazarın kas gücünün
geliştirilmesinde kullanılan ve diğer DGÇ sistemlerinin relatif
faydalarının belirlenmesi konusunda 13 çalışması yayınlandı. Bütün
çalışma şekillerinde de kuvvet önem-
li miktarlarda artmaktaydı. Mamafih
hiçbir çalışma diğerine göre önemli bir üstünlük göstermedi.
Hellebrandt- Houtz'un gözlemleri:
1956'da
HELLEBRANDT ve HHOUTZ , aşırı yüklenme prensibiyle kas çalışması mekanizması-
na, deneysel ispatlarla açıklık getirdiler. Buna göre, aşırı yüklenme
prensibinde kas gücünün arttırılması
için performans sınırlarının ısrarla zorlanması ve genişletilmesi
gerektiği ve gelişmenin ölçüsü olarak kişi-
nin aşırı yükle olan istekliliğiyle bir doğru orantı bulunduğu
düşünülmektedir. Karşılaştırmalar, sporcuların
antrenmanları sırasında gerçekleştirilen yarışmalarla yapıldı.
Gözlemciler 620 deneme sonrası, şu
sonuçları elde ettiler.
a- Kuvvet ve dayanıklılık, tekrar
maksimumu ağır dirençlerle uygulandığında artmaktadır.
b- Çalışma eğrisinin eğimi, uygulanan
şiddet, çalışma sıklığı ve aşırı yük kuvvetindeki devamlı-
lık ile değişim göstermektedir.
c- Nöromuskular sistemde küçük şiddetteki
az tekrarlı kasılmaların, iskelet kaslarının fonksi-
yonel kapasitesi üzerinde pek az bir etkisi bulunur.
ç- Birim zamanda
yapılan iş miktarı, çalışmanın bir bileşeni olarak, merkezi sinir sistemi
sınır-
larının genişletilmesinde önemli bir değişken olarak göze çarpar.
d- Maksimum gerilimin arttırılma özelliği,
aşırı yüklenmenin ilgili olduğu uygun serbestliğe bağ-
lıdır.
e- DGÇ' nın yakın zamanlarda yaygın olan
tekniklerinin geçerliliğine destek olabilecek hiçbir
delil bulunmamıştır. Hellebrandt ve Houtz , bu tekniklerinin tamamen
düşük seviyede yapılacak aşırı yük-
lenmelerle yürütülebileceğini ispatladılar.
Berger'in Gözlem ve Çalışmaları :
1965'te, Richard A. BERGER, üzerinde pek çok çalışma
yaptığı DGÇ' ndaki araştırma sonuç-
larının fizyoterapiye uygulanması ile ilgili bir araştırmasını
yayınladı. Yukarıda bahsedildiği gibi CLARKE'ın
1959 yılında yaptığı çalışmaya göre, '' çalışma süreleri, çalıştırılan
adalenin gelişimi için iki haftadan az
olmamak şartıyla beş haftaya kadar da uzatılabilir. Her antrenmanda
kaldırılan ağırlıklar, maksimum se-
viyede olmamalı, ancak sporcu haftada bir kere maksimum ağırlıkla
zorlanmalıdır. Her çalışma ünitesin-
de, en az üç farklı hareket yapılmalıdır.
Yıllar süren bir seri çalışma sonrası
BERGER, DGÇ ile kuvvet gelişimi konusunda pek az ek-
siği bulunabilecek bir görüş ortaya koydu. Çalışmalarında kuvvet
kriteri, bir defada kaldırılabilen en fazla
ağırlık ( I TM : I Tekrar
maksimumu ) Haftada üç kere
yapılabilen çeşitli yük ve tekrar sayısı olan çalış-
maların bir kombinasyonunu kullandı. 1965 yılında uyguladığı DGÇ, o güne
kadarki araştırmaların bir öz-
eti niteliğindeydi.
1- Haftanın iki günü maksimal kuvvetin
üçte ikisi kadar submaksimal yüklerle yapılan egzer-
sizler, haftanın üç günü de maksimum
ağırlıklarla yapılan çalışmayla eşdeğer bir kuvvet gelişimi
sağlar. Haftanın bir günü maksimum yüklerle
yapılan çalışma, kuvvet gelişiminde temel olurken,
üçte ikilik ( 2/3 Maksimum ) yüklerle haftanın
üç günü yapılan antrenmanların olumlu etkilerinin
bulunmadığı belirlenmiştir.
2- Kuvvet gelişim için elverişli olan
yükler, haftanın üç günü yapılan ağırlık çalışmalarında bir
set içinde 3 TM ile 9 TM arasında olanlardır.
3- Haftada üç kere 6 hareketin 2 TM ile
çalışılması, kuvvet gelişimi için 6 TM ile 3 hareketin
yapılması kadar tesirlidir.
4- Üç hareketin 6 TM ile haftanın 3
günü uygulanması, aynı antrenman sayısında 3 hareke-
tin 2 TM
veya 10 TM ile çalışılmasından daha etkili olduğu belirlenmiştir.
5- Üç hareketin 10 TM ile haftada 2 defa çalışılması,
kuvvet gelişimi yönünden egzersizin ,
haftanın 3 günü tekrarıyla aynı sonucu
verdiği anlaşılmıştır.
1967' de BERGER ve HARDAGE 25 er
kişilik 2 kolej erkek öğrenci grubu oluşturdular.
Her iki grupta ağırlık çalışması
programlarında, bench pres ( göğüsten itme ) yarışmalarına alındılar.
Her ünitede bir set ve haftada 3 kere olmak üzere 8 haftalık bir çalışma
yapıldı. Her iki dirençle geli-
şim (DG ) programı da 10 TM düzeninde olmamakla beraber I. Grup 10
tekrarı, her tekrarda yük mak-
simuma veya maksimuma yakın bir ağırlığa yaklaştırılarak tamamlandı. I
TM olarak ölçümler yapıldı-
ğında, her iki grupta da bench press kuvvetinde önemli artışlar
kaydedildi. Ancak, 2. gruptaki kuvvet
artışı, I. gruptan çok daha fazlaydı. Diğer yandan ağırlık çalışması
programlarında 10 tekrarın, maksi-
mum veya maksimuma yakın yüklerle uygulanması sonucu, ağırlık kaldırmada
daha fazla şiddet elde
edilmekte ve 10 TM sistemine göre kuvvet gelişiminde daha etkili
olmaktaydı.
Yeni çalışmalar :
BERGER' in 1965' teki yayınından sonra, DGÇ ile
ilgili yapılmış yeni incelemeler, bu alan-
daki çalışmaların gözler önüne serilmesi amacıyla aşağıda verilmiştir.
CLARKE ve STULL' ın kas dayanıklılığı
çalışmasının kuvvet ve yorgunluğu tarif eden bir un-
sur olduğunu gösterir denemesinde 24 erkek üniversite öğrencisi, haftada
üç kere olmak üzere 7 hafta-
lık bir çalışma programında yarıştırıldılar. Çalışma yükü, düşük
dirençle yorgunluğa kadar olmak üzere
belirlendi. Her antrenman birimi, kol ergonometrisinde dirsek bükme
çalışmasından ibaret olup, yakla-
şık 5 kg. ağırlığında bir dirence karşı dakikada 40 tekrarlık bir
çalışma hızı seçildi. Önce ve sonra yapı-
lan testler 5 dakikalık periyotlardan oluşmakta ve bu sırada alet,
dirsek fleksörlerinin her 2 saniyede 1
defa olmak üzere toplam 150 kere kasılmasına sebep olmaktaydı. Sonuç
olarak, bu şekildeki bir çalış-
manın başlangıç kuvveti, son kuvvet ve toplam işte önemli artışlara
sebep olurken, yorucu işlerde bir
değişiklik meydana getirmediği belirlendi. Önce ve sonraki
çalışma-yorgunluk eğrileri benzerlik göster-
mekteydi. Ancak, a- çalışma sonrası eğrisi sürekli olarak yükselmekte ve
b- hızlı karakterdeki negatif
bileşen, çalışmanın başlarında mevcut olup, antrenman sırasında
kendisini belli etmekteydi. Sonuç ola-
rak yazarlar, düşük dirençli şiddet çalışmalarının önde gelen etkisinin
kas kuvvetindeki artış olduğunu
kabul ettiler.
LEIGHTON ve arkadaşları kuvvet,
esneklik, kas kalınlaşması ve vücut ağırlığının artışında
etkili 10 DGÇ metodunu geliştirdiler. Çalışmalar haftada iki kere olmak
üzere 8 hafta sürdürüldü. 20 ve
29 kişilik farklı erkek öğrenci grupları, bu metodlar üzerinde
çalıştırıldılar. Her iki grupta da uygulanan
egzersizler aynı olup bunlar: çift kol bükme ( two arm curl ), çift kol
pres ( double arm press ), göğüse
çekiş ( pull to chest ), ağırlıkla yarım çömelip kalkma ( half sguat ),
ağırlıkla yanlara eğilme ( side bend )
bacak itme ( leg sguat ), bacak bükme ( leg curl ), parmak ucuna
yükselme, sir-up ve yatay itme ( su-
pine press ) idi. Kuvvet ölçümünde
tansiyometre ile yapılan dirsek fleksiyornu ve ekstensiyornu ( kasıl-
ma ve gevşemesi ) dinamometredeki sol kaldırış ( left lift )
kullanılmaktaydı. DGÇ' nin 10 metodu, aşağı-
dakişekilde sınıflandırıldı. Bunlar : Güç, Süper set, Yardımlı, Hacim,
Üçlü set, Gelişim çifti, Hafif-Ağır,
De Lorme, Oxford ve İzometrik egzersizlerini ihtiva etmekteydi.
Leighton'ın bütün bu metotları, en
az üç kuvvet testinde önemli ilerlemeleri ortaya çıkardı.
Bu metotları tarif edersek : Güç; her bir egzersizin, birden çok tekrar
seti ilee kullanımı ve her sette ağır-
lık arttırılırken, tekrarın azaltılmasındır.
Yardımlı ; daha büyük ağırlıkların
kaldırılabilmesi için diğer kas guruplarının egzersize yar-
dımcı olmalarıdır.
Üçlü Set ; aynı vücut bölgesinin, 3
farklı egzersizle çalıştırılmasıdır. Bu çalışma, farklı kas
gruplarını da içerebilen, 2 egzersiz arası dinlenme sürelerinin çok kısa
tutulduğu veya dinlenmenin olma-
dığı çalışmadır.
Başta da bahsedildiği üzere, Oxford
metodunun sonuçları, dirsek fleksiyon ve ekstensiyon
kuvvetlerinde önemli miktarda, bacak kaldırışlarında ise önemli
sayılabilecek kadar bir ilerleme olduğu şek-
lindeydi. Diğer 3 ağırlık çalışması metodu da 2 veya 3 kuvvet testinde
önemli ilerlemeler gösterdi. İzometrik
çalışma ile kuvvet gelişimine gelince, izometrik çalışma gurubu, sadece
dirsek fleksiyon kuvveti testinde
ilerleme gösterdi. Bu grupta her ağırlık çalışması sonrası 6 saniyelik
kasılmalar görülmekteydi. Çalışma
metodları arasında bir karşılaştırmaya gidilmedi. Esneklik, kas
kalınlaşması ve vücut ağırlık ölçümleri son-
unda önemli bir değişim gözlenmedi.
Daha sonra dikkatle seçilmiş 55
erkek üniversite öğrencisi WITHERS tarafından yeni bir DGÇ
sistemi için 3 gruba ayrıldılar ve haftada iki antrenman olmak üzere, 9
haftalık bir egzersize tabi tutuldular.
Buna göre 7 TM'nda 3 set, 5 sayıların üzerine çıkıldığında arttırılmak
suretiyle kontrol altında tutuldu. Uygu-
lanan egzersizler : Çift kol bükme, göğüsten itme, ağırlıkla çömelip
kalkmadan ibaretti. Başta ve deney so-
nunda yapılan 1 TM' luk maksimum kaldırış testleriyle, kuvvet değişimi
belirlendi. Bu üç ağırlık egzersizinde
elde edilen en iyi dereceler toplanıp, vücut
ağırlığına bölünerek kuvvet-ağırlık oranları belirlendi. Bütün gruplarda
yüksek seviyede kuvvet artışları gözlendi. Önce
ve sonra yapılan testlerin sonucu, oran olarak 12,54 den 17,22' ye
gibi büyük bir ilerleme elde edildi.
O'SHEA, 10'ar kişilik 3 erkek grubu
üzerinde yaptığı ağırlıkla çömelip kalkma ( sguat ) çalış-
ması, haftada üç gün ve her bir çalışma da 3 setten oluşmuştu. DGÇ
sistemi olarak 1 TM, 5 TM ve 3 TM
uygulandı. Çalışma ağırlıkları her
hafta 2-2,5 kg. arttırıldı. Kondisyon etkilerinin ölçümünde kullanılan test
kriterleri : sağ kalça çevresi ölçümüyle, hipertrofi ; 1 TM ölçümüyle ,
dinamik kuvvet ; ve dinamometrede
sol bacak kaldırılışıyla da statik kuvvet olarak belirlendi. Her üç
çalışma şekli de, hem statik ve hem de
dinamik kuvveti geliştirdi. Ancak sistemler arası farklılıklar belirgin
değildi.
Tekrar Hızları :
DGÇ, genel
olarak bir setteki tekrar sayısı, set sayısı ve uygulanan yüklerdeki değişim
ile
çeşitlilik arz eder ; ancak bunun yanında tekrar hızları da dikkate
alınmalıdır. Bazı alıştırmalar, tekrar süra-
tinin fiziksel kondisyon unsurlarının gelişimindeki etkilerini
belirlemişlerdir.
BERGER ve HARRIS 23'er kişilik 3
erkek öğrenci grubu oluşturarak, kas kuvveti ve daya-
nıklılığının belirlenmesi amacıyla, haftada 3 egzersizi 8 hafta boyunca
3 farklı tekrar hızında çalıştırmışlar-
dır. Göğüsten itme ( bench press ) hareketi 25 saniyelik sürelerde,
hızlı olarak 18-20, ve orta hızda 8-10
ve yavaş olarak 4 defa şeklinde 3 grupta çalışıldı. Her grubun yükleri,
seçilen hızına göre ayarlandı. Test
kriterleri, kuvvet için 1 TM ve dayanıklılık için 1/2 TM'nda yapılan
maksimum tekrar olarak kabul edildi.
Sonunda gruplar arsı farklılıkların önemli seviyede olmadığı ortaya
çıktı. Yazarlar, çalışma şartlarına göre
yavaş, orta ve yüksek hızlarda, tekrar hızına göre ayarlanan
ağırlıklarla yapılan çalışmaların, kas kuvveti
ve dayanıklılığının gelişimi üzerinde eşit etkileri bulunduğu sonucuna
vardılar.
Sonuçlar :
Güvenilir çalışmalar göz önüne
alındığında kas kuvveti ve dayanıklılığın gelişimi ile ilgili
sonuç ve düşünceler, şu şekilde verilebilir:
1) DGÇ' nin özellikle ağırlıklarla uygulanmasının kas
kuvveti ve dayanıklılığının gelişti-
rilmesinde çok büyük yararları vardır. Kuvvet için büyük ağırlıklarla
yapılan az tekrar ve dayanıklılık için
küçük ağırlıklarla yapılan çok tekrar prensibinin, DGÇ2 nin
uygulanışında sağlam temelleri bulunmaktadır.
2) Çoğu kondüsyonel
kuvvet çalışmalarında, aşırı yüklenme prensibi, tam olarak uygulan-
mamaktadır. İzometrik, izotonik ve DGÇ' nin ilk denenmeye başladığı
dönemlerde kullanılan yükler çok
hafifti. Zamanla bu sistemlerin hiçbiri diğerine üstünlük gösteremedi.
Aynı durum izometrik ve izotonik eg-
zersizlerin kondisyonel etkilerinin karşılaştırıldığı zaman da ortaya
çıktı.
3) Hillebrandt ve
Houtz'un bu makaledeki düşünceleri önem taşımaktadır. Özellikle kuvvet
ve dayanıklılık, ağır dirençlerle yapılan egzersizlerle gelişir. Çalışma
egzersizi, uygulanan şiddetin büyüklüğü
çalışma birimlerinin sıklığı ve aşırı yük zorlamaların sürekliliğiyle
değişim gösterir.
Az tekrarlı kasılmaların,
nöromuskular sistemde ve iskelet kasının fonksiyonel kapasitesi
üzerinde etkileri azdır. Bunun yanında ekstensiyonun ( gevşeme ),
performans sınırlarıyla olan bağlantısı,
birim zamanda yapılan iş miktarıyla da yakından ilgilidir.
4) Kas kuvvetinin
geliştirilebilmesi için pek çok DGÇ sistemi teklif edilmiştir. Bunlardan 2
TM ile 1 set ve 10 TM ile 3 set arasında olanları önemli gelişmeler
sağlamaktadır. Ancak bu egzersizlerin
daha ılımlı bir şekli olan haftada 3 kere 6 TM ile3 setlik bir çalışma,
araştırmacılarca desteklenmiştir.
5) Aynı derecede kas
kuvveti gelişimi sağlayan DGÇ sistemlerinden bazıları şunlardır:
( Bunların yaklaşık olarak aynı etkilerde oldukları bilinmektedir ).
a) 2/3 maksimum kuvvet (
Haftada 2 defa );
b) 2 TM ile 6 hareket (
Haftada 3 defa ) veya 6 TM ile 3 hareket ( haftada 3 defa );
c) 10 TM ile 3 hareket (
Haftada 2 veya 3 defa );
d) 7 TM * 3 set, 5 TM * 4 set,
3 TM * 5 set ;
e) 10 TM * 3 set, 5 TM , 3 TM,
( Hafif kilolarla ve her hafta 2-2,5 kg. ağırlık artırımıyla )
6) DGÇ'nda, her
ünitenin 3 set olarak çalışılmasının, 6,9, ve 12 haftalık 1 veya 2 setle ya-
pılan çalışmalardan üstün olduğu belirlenmiştir.
7) 10 TM'nda, her tekrarın 1 TM' na
kademe kademe yaklaştırılmasıyla büyük kuvvet ar-
tışı elde edilmektedir. ( 10 kaldırışın her biri, kendisine göre
maksimumdur ). Bu şekildeki çalışmalar, diğer
10 TM sistemlerine üstünlük gösterirler.
8) 10 DGÇ metodundan
güç, yardımlı, üçlü set ve oxford, diğer sistemler göre daha başa-
rılı sonuçlar vermektedir.
9) DGÇ' nin uygulanışında
tekrar hızlarının kontrol edilmesi, zaman kazanılmasına yardım-
cı olabilmektedir. Bir araştırmada tekrar hızına göre ayarlanan
ağırlıklarla hızlı, orta ve yavaş hızlarda yapı-
lan göğüsten itme ( bench press ) hareketinin kas kuvveti ve
dayanıklılığı ölçümlerinde önemli bir farklılık
getirmediği görülmüştür.